Haydar'ın Mektubu
1 sayfadaki 1 sayfası
Haydar'ın Mektubu
Haydar'ın İkna Mektubu
Menekşe moru gözlüm- al yanaklım- seni bir daha dövmeyeceğim. Lütfen artık eve dön. Bak Yaşar halıya kustu- kusmuk seni bekliyor. Ayaklarım bugün de hep seni aradı- yıkanmak için. Seni çok arıyorum- bir haftadır akşam rakılarının tadı tuzu yok... Ev sensiz çok ıssız. Gerçi nasıl- nerede yattığımı- kime nasıl çaktığımı falan hiç hatırlamıyorum ama onun sen olmadığını bir büyük rakının sonunda dahi hissedebiliyorum.
Kezban- ben sana aşığım. Eve döndüğün gün- bunu arkadaşlarla kutlayacağım. Sen- kanlar içerisinde evden kaçarken nasıl duygulandığımı bilemezsin. Elimdeki şişeyi- hırsımdan ananın fotoğrafına fırlattım. (Artık duvarları gelince silersin.) Kezban bir de gelirken 2 paket kısa Maltepe getirebilir misin?
Dün Zeynep okula gitmeyip dolma sardı- ben de okeye dönerken dikkatleri dağıtmak için habire dolma yiyip-"yiyin yiyin nefis olmuş" dedim. Nasıl zeka ama.. Zeynep'in tezkeresinde okul ve sınıf kısmını boş bıraktım. Onu da mı ben dolduracağım?
Bu sabah seni kaçırışım aklıma geldi- efkarlanıp bir cıgara yaktım. On dört yaşlarında taş gibi kızdın. Nasıl; Mehmet- Abidin- Ramazan- Yusuf gelip seni döve döve taksiye atmıştık? Peki- seni piknik tüpü ile dövüşümü hatırlıyor musun? Yeni evliydik- bir boğaz gezisi dönüşüydü. Mehmetgiller kapıda bekliyorlardı- sen daha roka bile hazırlamamıştın ve Ramazan içeriden "ROKA!" diye bağırmıştı. Mutfağın kapısını içeriden nasıl kilitlediğimi- ocağın oradan tüpü nasıl kaptığımı falan hiç hatırlamıyorum. O gece Ramazan'lar gidince sen Yaşar ‘ı doğurdun. Huysuz mu huysuz- koca burunlu Yaşarımı... Bu arada son maaşınla Yaşar’a don falan aldım...
Artık yuvana dön- asabımı bozma!
Kocan Haydar
Menekşe moru gözlüm- al yanaklım- seni bir daha dövmeyeceğim. Lütfen artık eve dön. Bak Yaşar halıya kustu- kusmuk seni bekliyor. Ayaklarım bugün de hep seni aradı- yıkanmak için. Seni çok arıyorum- bir haftadır akşam rakılarının tadı tuzu yok... Ev sensiz çok ıssız. Gerçi nasıl- nerede yattığımı- kime nasıl çaktığımı falan hiç hatırlamıyorum ama onun sen olmadığını bir büyük rakının sonunda dahi hissedebiliyorum.
Kezban- ben sana aşığım. Eve döndüğün gün- bunu arkadaşlarla kutlayacağım. Sen- kanlar içerisinde evden kaçarken nasıl duygulandığımı bilemezsin. Elimdeki şişeyi- hırsımdan ananın fotoğrafına fırlattım. (Artık duvarları gelince silersin.) Kezban bir de gelirken 2 paket kısa Maltepe getirebilir misin?
Dün Zeynep okula gitmeyip dolma sardı- ben de okeye dönerken dikkatleri dağıtmak için habire dolma yiyip-"yiyin yiyin nefis olmuş" dedim. Nasıl zeka ama.. Zeynep'in tezkeresinde okul ve sınıf kısmını boş bıraktım. Onu da mı ben dolduracağım?
Bu sabah seni kaçırışım aklıma geldi- efkarlanıp bir cıgara yaktım. On dört yaşlarında taş gibi kızdın. Nasıl; Mehmet- Abidin- Ramazan- Yusuf gelip seni döve döve taksiye atmıştık? Peki- seni piknik tüpü ile dövüşümü hatırlıyor musun? Yeni evliydik- bir boğaz gezisi dönüşüydü. Mehmetgiller kapıda bekliyorlardı- sen daha roka bile hazırlamamıştın ve Ramazan içeriden "ROKA!" diye bağırmıştı. Mutfağın kapısını içeriden nasıl kilitlediğimi- ocağın oradan tüpü nasıl kaptığımı falan hiç hatırlamıyorum. O gece Ramazan'lar gidince sen Yaşar ‘ı doğurdun. Huysuz mu huysuz- koca burunlu Yaşarımı... Bu arada son maaşınla Yaşar’a don falan aldım...
Artık yuvana dön- asabımı bozma!
Kocan Haydar
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz